Matsuo Basho Haikuları

Bu yol boyunca

Giden kimse yok

Bu sonbahar akşamı


Aynı çatı altında

Uyuyordu geyşalar

Onlarla birlikteydi ay ve yoncalar


O benim

Kahvaltısını yaparken

Gündüz sefalarına dalan


Hüzünlenir düğümler de

Hepimiz bambunun çocuklarıyız

Nihayetinde


Ne şans!

Mis gibi kokuttu karı

Güney vadisi


Sonbahar rüzgarı

Kayalıklı dağlardaki kayalardan

Daha beyazdı


Başka bir yıl bu gelen

Başımda bir yolcunun gölgesi

Ayağımda hasır sandaletler


Aydınlatıyor hilal

Puslu vadiyi.

Dalgalanırken buğday başakları.


Çiçeklenmiş yoncalık dalgalanıyor

Bir damla çiy bile

Dökmeden


Oradan buradan şuradan

Vişne yapraklarını getirir rüzgar

Dalgıçkuşu gölüne


Fuji dağından rüzgarı

Aldım koydum pervaneye

İşte, burada, hazır Tokyo’dan bir hediye.


Hadi o zaman dışarı çıkıp

Tadını çıkaralım karın…ta ki

Kayıp düşene kadar!

çeviri: Eda Elmas


Geçmez kimse

Bu yoldan,

Bu sonbahar akşamı


Bir sonbahar rüzgârı ki

kayalı dağdaki kayalardan bile

Daha ak.


Bir yıl daha geçti

Başımda bir gezginin gölgesi,

Ayağımda hasır sandaletler


Yabani bir domuz bile

Diğer her şey ile birlikte

Bu fırtınaya kapıldı.


İlkbahar göçer.

Kuşlar ağlar

Balıkların gözleriyse yaşlı


o zaman, hadi çıkalım dışarı

çıkaralım karın tadını… ta ki

Ben kayıp düşünceye kadar!


Güzel kokulu pirinç tarlaları!

Sağ tarafımıza düşer biz geçerken,

Ariso Denizi’ni


Kara güz-

sevgili komşum,

nasıl geçinir, merak ederim?


Çeviren: Merve Yaldır


Bu yol boyunca

Olmaz kimsecikler

Bu sonbahar akşamında.


Hasta bir yolculukta,

Hayallerim geziniyor

Kurumuş topraklarda.


Ay ve yoncalar gibi

Uyuyordu fahişeler

Aynı çatı altında.


İşte o benim!

Gündüz sefalarına bakarken

Kahvaltı eden.


Kederli köklerimiz!

Sonuçta hepimiz

Bambu'nun çocuklarıyız.


Ne şans ama!

Ne güzel kokuttu karı

Güney Vadisi.


Bir sonbahar rüzgarı

Daha beyazdır

Taşlı dağdaki taşlardan.


Bir yıl daha bitti

Başımda bir yolcunun gölgesi,

Ayağımda çarık.


Her bir taraftan

Kiraz yaprakları getiriyor rüzgar

Kuş Gölüne.


Uçuyordu fırtınada

Diğer bütün şeylerle birlikte

Yabani bir domuz bile.


Aydınlatır Yarımay

Sisli yeryüzünü.

Kara buğdaylar çiçeğe durur.


Dalgalanıyor baharda

Bir çiy tanesi bile düşürmeden

Yonca çalıları.


Fuji Dağı'nın rüzgarı

Pervaneye koydum

İşte, Edo'nun yadigarı.


Atın üzerinde uykuda,

Gökteki ay sonsuz bir rüyada,

Kaynayan çayın buharında.


Kuşlar ağlar,

Balıkların gözleri yaşla dolar

Veda ederken bahar.


Yaz Zashiki'si

Haydi kalk ve

Dağlara, bahçelere gir.


Haydi o zaman!

Gidip karın tadını çıkaralım...

Ta ki kayıp düşene kadar!


Şeker kokulu pirinç tarlaları!

Gelirken sağımızda,

Ariso Denizi.


Nasıl yaşıyor

Merak ediyorum

Şiddetli sonbahar-komşum?


Her şeyi başarsam da

Gözyaşları içindeki çığlığım

Sonbahar rüzgarında kayboluyor.

Çeviren: GÜLAY ÇAYLAN


Kuşlar ağlar,

Balıkların gözleri dolar

veda ederken bahar.


Ne kadar zorlasam da,

yitip gitti gözyaşım

bir sonbahar rüzgarında.


Haydi o zaman

çıkıp oynayalım karla

kayıp düşene kadar.


Sert bir sonbahar.

Merak ederim komşum

nasıl yaşar?


Kahvaltısını yaparken

Gündüz sefalarına bakan,

benim o adam.


Yol boyunca

gitmez kimse

bu sonbahar arifesinde.

Uyuyorlardı fahişeler

ve aynı çatı altında

ay ve yonca.


Hüzün selam verir.

Bambu çocuklarıyız

ne de olsa hepimiz.


Ne şans ama!

Güzel kokutur karı

güney vadisi.


Bir gezginin başı omzumda,

kamıştan sandalet ayağımda,

geçti bir yıl daha.

Çeviren: Simge Ölmez


What luck! Ne şans!

The southern valley Güzel kar kokuları geliyor

Make snow fragrant. Güney vadisinden.

A autumn wind Bahar rüzgârı

More white Taşlı dağdaki kayalardan

Than the rocks in the rocky mountain. Daha beyazdı.

Along this road Bahar arifesinde

Goes no one, Bu yol boyunca

This autumn eve. Gitmez kimse.

Spring departs Geçer bahar

Birds cry Balıkların gözleri yaş dolar

Fishes’ eyes are filled with tears. Kuşlar ağlar.

Though I could move the grave Kanlı haykırışlarım

my teary cry Ben her ne yapsam da kayboldu

was lost in the autumn wind. Bahar rüzgârında.

Çeviri: Kerim Akat